FETVA MECMUALARINA GÖRE TANZİMAT ÖNCESİ DÖNEM AİLE YAPISI HAKKINDA BAZI TESPİTLER

2020 
Bir Muslumanin yalnizca ibadet konulariyla alakali degil; aile hayatinda ve gundelik yasantisindaki davranislarinin dini kurallara uygun olup olmadigi amaciyla sordugu sorulara aldigi cevaplar “fetva” terimiyle ifade edilmektedir. Osmanli toplumunda fetva uygulamasi agirlikli olarak Hanefi mezhebi ictihatlari cercevesinde isletilmistir. Fetva isleminde Hanefi mezhebinin gorusleri esas alinmis, zaman zaman bir konudaki birkac gorusten birisi tercih edilerek fetva o gorus dogrultusunda verilmistir. Ancak diger mezheplerin goruslerinin uygulanmasina farkli donemlerde farkli yaklasilmistir. Nitekim 15. yuzyilin baslarinda kaleme alinan eserlerde gerek tahkim yoluyla (farkli mezhebe mensup birini hakem tayin ederek) veya dogrudan diger mezheplerin goruslerinin uygulanmasina olumlu bakilirken, 16. yuzyil ve sonrasinda kaleme alinan eserlerde bu uygulamaya izin verilmemistir. Prensip olarak hâkimlere farkli mezheplerin ya da muctehitlerin gorusleriyle amel etme yetkisi taninmazken, belirli meselelerde farkli muctehitlerin goruslerinin uygulanmasinin kamu otoritesi tarafindan emredildigi gorulmektedir. Buradan da anlasilmaktadir ki ihtiyac duyuldugunda Hanefi mezhebi disindaki muctehitlerin gorusunden yararlanmak, ancak kamu otoritesinin inisiyatifi ile mumkun olmaktadir. Şeyhulislam ve Muftilerin bu cercevede verdikleri fetvalar “fetva mecmualari” adi verilen eserlerde derlenmistir. Soz konusu eserler yalnizca birer fikih kaynagi mahiyetinde olmayip ayni zamanda ilgili donemin tarihi sartlarinin ve sosyal yapisinin incelenmesi icin birer referans niteligindedir. Bu calismada Şeyhulislam fetvalarini iceren basili ve yaygin kullanilan mecmualarin yaninda daha cok, tasrada gorev yapmis “kenâr muftileri” olarak adlandirilan muftulerin fetvalari ele alinmaya calisilmistir. Bu baglamda Uskup Muftusu Pir Mehmed Uskubi, Akkirman Muftusu Ali Akkirmâni ve Kayseri Muftusu Ali en-Nisâri’ye ait fetvalari iceren mecmualar ile Corum Muftusu Ahmed Feyzi Efendi tarafindan derlenen mecmua basvuru kaynaklari arasinda yer almistir. Makalede fetva mecmualarindan secilen temsil gucu yuksek orneklerden hareketle Tanzimat oncesi donemin aile yapisiyla alakali yapilan bazi tespit ve tahliller yer almaktadir. Aileyi ilgilendiren butun mevzularla ilgili fetvalarin tamamini incelemek, bu calismanin amacini ve sinirlarini asmaktadir. Daha ziyade, hukumlerin arka planindaki dusunce ve zihniyeti gostermeye elverisli oldugunu dusunulen ornekler uzerinde durulmustur. Ilgili fetvalarin onemli bir kisminin ictihada dayandigi, bunlarda bazilarinin donemlerinin bakis acisi ve zihniyetini yansittigi, dolayisiyla elestiriye acik oldugu hususu, bu fetvalar degerlendirilirken gozden uzak tutulmamalidir. Calismada, ele alinan konularin fikhi baglami ortaya konmus, hukumlerin arka planindaki zihniyet tahlil edilmis, fikih kurallarinin birbirleriyle iliskisini gosteren baglantilara dikkat cekilmistir. Makalede, gerek duyulan yerlerde bu hukumlerin Islam’in genel dunya gorusu acisindan kritigine de yer verilmistir. Bu baglamda en dikkat cekici nokta, nikâh akdini “erkegin kadindan cinsel olarak yararlanma hakkina sahip olmasini saglayan bir akit” olarak tanimlayan fikihcilarin akdin kurulusunu, taraflarin hak ve sorumluluklarini, hatta akdin sona erisini duzenleyen hukumleri belirlerken, yaptiklari tanimla uyum icerisinde olan kurallara yer vermis olmalaridir. Ancak bu cercevede ortaya konan bazi hukumler, naslarin ortaya koydugu degerler acisindan da elestiriye aciktir. Ote yandan makalede, toplumun orf ve adetlerinin fikih ve fetva kurallarinin cizdigi cercevedeki bazi kati hukumleri revize ederek klasik aile yapisinin olusmasina yaptigi etkiye de dikkat cekilmistir. Bir ornek olarak vurgulamak gerekirse, fikih kurallarina gore kuramsal olarak erkegin evlilik birligini tek tarafli olarak son verme yetkisi (talâk) kazâi/hukuki olarak oldukca serbest bir bicimde kullanilabilmektedir. Gecerli bir sebep olmasa da erkek talak hakkini kullandigi takdirde, dinen gunah islemis sayilsa bile yaptigi bosama hukuken gecerlidir. Ancak sebepsiz yere bosamam yapanlara karsi basta kendi aileleri ve yakin cevreleri olmak uzere toplumun gosterdigi tepki, bu hakkin sebepsiz yer kullanilmasini onemli olcude engellemistir. Nitekim fikihtaki teorik cerceve ile toplumun orfunun sekillendirdigi aile hayati arasindaki bu farklilik Osmanli toplumunda yasayan Batili arastirmacilarin da dikkatini cekmistir. Sonuc olarak makale bir fikih ve hukuk tarihi calismasi niteligi tasidigi kadar, aile konusunda gunumuzde gundeme getirilen problemlerin arka planina da isik tutmaktadir.
    • Correction
    • Source
    • Cite
    • Save
    • Machine Reading By IdeaReader
    0
    References
    0
    Citations
    NaN
    KQI
    []