MEHMET AKİF’İN “KUR’AN’A HİTAP” ŞİİRİ

“Kur’an’a Hitap” M. Akif Ersoy’un kaleme aldigi ilk siirlerindendir. O, bu siirini yirmi bir yasinda, hafizligini tamamladiginda yazmistir. Şiir 1895 yilinda Mektep Dergisi ’nde yayimlanmistir. Bu siir, M. Akif’in Safahat ’a almadigi siirler arasindadir. Mesnevi tarzinda yazilan siir dort bolumden ve 28 beyitten olusmaktadir. Şiir, Kur’an’a hitapla baslamakta, onun bazi ozellikleri zikredildikten sonra yine Kur’an’a hitapla tamamlanmaktadir. Şiirde oncelikli olarak Kur’an’in bir mucize oldugu, benzerinin getirilemeyecegi, Kur’an’in mahluk olmadigi, muminler icin neler ifade ettigi ele alinmistir. Şiir’de pek cok konuya temas edilmistir. Dolayisiyla cok genis icerige sahip bazi konular birer misra ile ozetlenmistir. M. Akif siirin son kitasinda kendi duygularini dile getirmistir. Burada Kur’an’a olan saygisini, emirlerini gerceklestirmenin en buyuk arzusu oldugunu dile getirmistir. Bu siirinde Akif ayrica Kur'an'in dunyada dost ve fikirdasi oldugunu, ahirette de yardimcisi olmasini umdugunu ifade etmistir. Şiirde bir kismi lafzi iktibaslar basta olmak uzere Kur'an-i Kerim’e pek cok atif bulunmaktadir. Telmihlerle beraber bu atiflarin sayisi yirmiye ulasmaktadir. Bu calismada Kur’an’a Hitap siiri M. Akif’in edebi calismalarinin baslangic noktasini ve uslubunu tespit amacina yonelik olarak incelenmistir. Bu acidan bu calisma, 21 yasinda genc bir sairin sahip oldugu kultur ve malumati satir aralarindan okumaktan ziyade oncelikle onun o yaslardaki ilgileri, yol haritasini belirlemedeki samimiyeti ve gunumuze geldiginde bu samimiyetin gerceklesme durumunu ele almistir.